BENİM DÜNYAMDA DÜRÜSTLÜK

| | 11 Temmuz 2013 Perşembe Unknown 7 yorum
Dürüstlük manevi bir zorunluluktur. Manevi bir zenginliktir. Bizleri yaradana karşı sözümüzdür. Aynı bir hazineye benzer, ortaya çıktığında tarafları da çoğalır.

Dürüst olmak demek; gerçekleri olduğu gibi kabul etmek demektir.

Dürüst olmak demek; herkes için aynı ilkeleri, aynı şartları geçerli kılmak demektir.

Dürüst olmak demek;  her zaman, her yerde ve her şartta  doğru bildiğinin yanında olmak demektir
.
Dürüst olmak demek; çıkarlarından yoksun kalmayı göze almak demektir.

Dürüst olmak demek; kimi zaman yalnız kalmayı göze almak demektir.

Bunlardan dolayı bedeli ağır bir erdemdir. Bu yüzden de  çok değerlidir
.
Dürüstlük çiçeği diye bir çiçek duydunuz mu? Rivayete göre çok parlak ve canlı bir çiçektir. Dürüst olmak da tıpkı bunun gibidir işte! Bir de hikayesi vardır:

Bir zamanlar giderek yaşlanan ve bir veliaht bırakması gereken Çinli bir hükümdar  vezirlerinden yada çocuklarından  bir veliaht seçmek yerine farklı bir yöntem uygulamaya karar verir ve ülkesindeki bütün gençleri huzuruna çağırarak onlara şöyle seslenir:

“Artık tahttan çekilmem ve yerime bir hükümdar seçmem gerek, bunu da sizlerin arasından seçeceğim” der. Herkes şaşkınlıkla dinlemektedir ve hükümdar devam eder:

“Bugün her birinize çok özel  tek bir tohum verilecek. O tohumu ekmenizi ve bir yıl sonra çıkan bitkiyle geri gelmenizi istiyorum. O zaman getireceğiniz bitkilerle ilgili hüküm verip kimin tahta geçeceğini bildireceğim”.

Saraya çağrılınların arasından Ling ismindeki gençte diğerleri gibi tohumunu  saksıya ekti ve bakımlarını yaparak beklemeye başladı. Fakat aradan üç hafta geçmesine rağmen saksısında hiçbir değişiklik olmadığını fark etti. Diğer yandan bütün gençler birbirlerine tohumlarının nasıl açtığını, bitkilerinin nasıl büyüdüğünü anlatıyorlardı. Ling her defasında eve gelip kendi tohumunu kontrol ediyor fakat hiçbir değişiklik olmadığını görüyordu.

Aradan altı ay geçmesine rağmen Ling´ìn saksısında çiçekten eser yoktu. Herkesin kocaman çiçekleri hatta ağaç fidanları olmuştu onunsa kocaman toprak dolu bir saksısı.

Nihayet bir yıl tamamlandı ve herkes bitkisini alıp hükümdarın karşısına geçti. Ling boş saksıyı götürmek istememişti fakat annesi dürüst davranması gerektiğini ve saksıyı mutlaka götürmesi gerektiğini söyleyerek  oğlunu saraya göndermişti.

Saraya geldiğinde diğer bitkiler karşısında haytere düştü. Hükümdarın kendisini görmemsi için en arkaya gidip saklandı. Herkes yetiştirdiği çiçekleri büyük bir gururla hükümdara gösteriyordu.

Hükümdar bütün çiçekleri şaşkınlıkla inceliyordu ve  elindeki boş saksıyla en arkaya saklanmış olan Ling`i gördü. Muhafızlardan genci getirmelerini istedi. Ling korkarak hükümdarın yanına gitti.

Hükümdar Ling´i yanına aldı ve kalabalığa ilan etti: “yeni hükümdarınızı selamlayın”! Ling inanamıyordu tohumundan bir tek bitki bile çıkmamışken nasıl hükümdar olmuştu.

Hükümdar konuşmasına devam etti: “bir yıl önce hepinize tohum verdim ve yetiştirmenizi istedim. Ama size verdiğim tohumların hepsi kaynatılmıştı ve çiçek açması mümkün değildi. Ling hariç hepiniz karşıma çeşit çeşit çiçeklerle , bitkilerle geldiniz. Tohumun açmadığını görünce başka bir tohumla değiştirdiniz. Sadece Ling kendisine verdiğim tohumun saksısını bana getirme cesaretini ve dürüstlüğünü gösterebildi.Bu yüzden yeni hükümdarınız O`dur”.


Gördüğünüz gibi dürüst olmak bize neler sağlıyor. Hayatımızda dürüst olmak ve dürüst insanlarla karşılaşmak dileğiyle…

7 yorum :

  1. Okunası bir makale.Yazarını takdir ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim hocam çok iyi:)

      Sil
    2. ben teşekkür ederim :) öğrenci iyi olmasa hoca iyi olmaz :)

      Sil
  2. Abimin tavsiyesi üzerine ziyaret ettim blogunuzu...Sık kullanılanlara ekledim bile :)

    Başarılar dilerim...

    YanıtlaSil
  3. Dürüstlük..Gerçekten herkesin sahip olamadığı bir erdem..Çok beğendim yazıyı başarılarınızın devamını dilerim..

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.

    YanıtlaSil